Bir Bergusi hazinesini sizlere sunmak için kalemimizi heyecan ile paylaşmak istiyoruz. Abdullah Galip Bergusi’nin Filistin kitabıyla, incelemeye başlamak evvela bir onur ve güçlü imanın satırlarını aralamak diye yorumluyoruz. Onun yaşantısı, eserleri bir coğrafyanın, aslında bir coğrafyanın da değil yaşamış olduğu coğrafyanın kıtalara da aktarılmış.

bir halkın onurlu direnişi. Bergusi, bireysel hikâyesinden çıkarak doğrudan Filistin davasına yöneliyor; direnişin felsefesini, tarihini ve ruhunu kelimelere döküyor. Bu kitap, hem bir tanıklık hem de bir çağrı niteliğinde. 

Daha ilk sayfalardan itibaren şu gerçek bütün çıplaklığıyla karşımıza çıkar: “Filistin, haritalarda küçücük bir nokta olarak görünür; oysa insanlığın vicdanında devasa bir çığlıktır.” Bu cümle, Bergusi’nin bakış açısını ve kitabın temel iddiasını özetler nitelikte. 

Sayfalar ilerledikçe zulüm ve direnişin iç içe geçmiş manzaralarıyla yüzleşiriz. Sürgün edilen ailelerin dramı, zindanlarda geçen yıllar, şehit düşen gençlerin hikâyeleri… Bergusi bunları yalnızca nakletmez; aynı zamanda bir vicdan muhasebesine dönüştürür: “Bir halkın çocukları taşlarla tanklara yürürken, dünyanın sessizliği işgalin en büyük silahıdır.” 

Kitap boyunca Filistin’in hem acısı hem umudu dile gelir. Bir yanda bombalanan şehirler, diğer yanda çocukların gözlerindeki direniş kıvılcımı vardır: “Bir yanda tankların gölgesi, bir yanda çocukların gözlerindeki parıltı… İşte Filistin budur.” Bergusi’nin dili yalın ama keskin; okuru düşünmeye, tarafını seçmeye zorlar. 

Filistin, yalnızca bir direniş anlatısı değil, aynı zamanda bir bilinç inşasıdır. Yazar sık sık okuyucuya seslenir: “Adalet senin için ne ifade ediyor? Zulme sessiz kalmak seni nerede konumlandırıyor?” Bu sorular, kitabı salt bir okuma deneyiminden çıkarıp vicdanlara dokunan bir davete dönüştürür. 

Eserin gücü, tarihin soğuk verilerini bir mücahidin sıcak diliyle buluşturmasında saklı. Bergusi, Filistin’i anlatırken ne sadece bir tarihçi ne de yalnızca bir hatip; o, aynı zamanda bir davanın tanığıdır. “Filistin yalnızca bizim davamız değildir; insan kalmak isteyen herkesin davasıdır.” 

Filistin, okuyucuya yalnızca bilgi değil, aynı zamanda bir çağrı sunar: bilmek, anlamak, unutmamak ve tarafını seçmek. Abdullah Galip Bergusi’nin kelimeleri, bir coğrafyanın çığlığı, bir direnişin nefesi ve bir halkın umudu olarak yankılanır. 

Sümeyra Aktaş